Felsefe tarihinin sürgünleri arasında hiç şüphesiz Max Stirner’in özel bir yeri vardır. Türkçe literatürün aşikâr noksanlığı, bu tuhaf filozofa ilişkin karartı ve tahrifatın belirgin yoğunluğu ve hem sol düşüncenin hem de felsefe tarihinin müdavimleri tarafından neredeyse bilinçli olarak oluşturulmuş sayısız önyargı göz önüne alındığında; Stirner adı etrafındaki kulak tırmalayıcı suskunluk sarmalını kırmak neredeyse imkânsız görünür.
‘Anarşist Tahayyül’ dizisinin üçüncü kitabı olan Max Sti ...