Ulaşılamayan ne varsa, saçılı her şeyle beraber, dönenir varlığın kabuğunda. Tamam, demek neçe mümkündür, öylece dururken sızısı bir yaranın? Sesi, gecesi, boynu; elleri, sabahı, saçları, ayakları; atı, rüyası, yatağı, vazgeçişi ve ölümü... Mümkün mü bir tamama ermek ey kimse! Mümkün mü varmak o dağa, Sawa! Gülperi, Gülîzar, İsmail. Adı konsa da bir göle benzeyen en çok, bir rüzgâra, sahanı olmayan eve... Giyindiği her şeyden soyunuk, umarsız bir ağaca... Tamamlanamayan bir ömrün kekre yolcuları ...